DİİB kapsamındaki teslimlerde iadesi gereken kdv hakkında Maliye
Bakanlığı özelgesi
7 Ağustos 2014 tarihli DÜNYA Gazetesi'nde yayımlanan “DİİB Kapsamındaki
Teslimlerde İadesi Gereken KDV Tutarında Yeni Uygulama” başlıklı yazımızda; DİİB
sahibi mükelleflerin, 3065 sayılı Kanun'un geçici 17'nci maddesi kapsamında
temin ettikleri malzemeleri kullanarak ürettikleri malları kanunun (11/1-c)
maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslimlerinde ya da DİİB sahibi alıcılara 3065
sayılı Kanun'un geçici 17'nci maddesi kapsamında teslimlerinde iade edilmesi
gereken katma değer vergisi tutarlarına KDV Uygulama Tebliği düzenlemeleriyle
sınır getirildiği ve bu kapsamda ihraç kayıtlı olarak mal teslim eden bir
mükellefin iade alacağı KDV tutarının, ihraç kayıtlı teslim nedeniyle hesaplayıp
tahsil etmediği KDV tutarından, bu ürün için DİİB kapsamında aldığı girdiler
nedeniyle ödemediği KDV tutarı düşüldükten sonra kalan tutardan fazla
olamayacağının öngörüldüğü açıklanmıştı.
Keza anılan yazımızda; KDV
Uygulama Tebliği'nde yapılan bu sınırlamanın yasanın lafzına, amacına ve
mantığına uymadığı ve bu sınırlamada “yüklenilen vergi” esas alınarak iade
tutarının belirleneceğinin öngörüldüğü, halbuki, gerek Kanunun (11/1-c) maddesi
gerekse geçici 17'nci maddesi kapsamında yapılan teslimlerde, satıcının fatura
üzerinde gösterdiği ve beyannamesinde de “hesaplanan KDV” olarak beyan ettiği
halde “alıcıdan tahsil etmemiş olduğu KDV tutarı”nın iadeye esas alınması
gerektiği vurgulanmış ve 16 Ekim 2014 tarihli DÜNYA Gazetesi'nde yayımlanan
“Dahilde İşleme İzin Belgesi Kapsamındaki Teslimlerde İadesi Gereken KDV
Tutarında Düzeltme Gerekliliği” başlıklı makalemizde de konuya ilişkin örnekler
verilerek, Tebliğde öngörülen düzenleme uygulanmaya kalkıldığında, normalde
olması gereken matematiksel eşitliğin ortadan kalkacağı ve ortada hatalı bir
önermenin olduğunun görüldüğü açıklanmış ve konunun Gelir İdaresi Başkanlığı'nca
tekrar gözden geçirilmesinin ve soruna bu Tebliğin uygulamaya girdiği dönemden
bu yana geçerli olmak üzere çözüm arayışında bulunulmasının elzem olduğu ifade
edilmişti.
Konuyla ilgili uygulama için Maliye Bakanlığı
görüşü
Konuya ilişkin olarak, Gelir İdaresi Başkanlığı'nca Sakarya Vergi
Dairesi aracılığıyla verilen bir özelgede aşağıdaki açıklamalar
yapılmıştır:
“DİİB kapsamında, ürettiği malları ihraç kaydıyla satan
mükelleflerin bu teslim ile ilgili KDV iade taleplerinde aşağıdaki şekilde
hareket edilmesi gerekmektedir:
1. İhraç kaydıyla teslimin ilgili dönem
beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV’nin tamamı “Tecil Edilecek KDV”
satırında yer alıyorsa mükellefe herhangi bir KDV iadesi yapılmayacak, ihracat
gerçekleştiğinde tecil edilen vergi terkin edilecektir.
2. İhraç kaydıyla
teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV’nin tamamı
“İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilmeyen KDV” satırında
yer alıyorsa, ihraç kaydıyla teslim nedeniyle hesaplanan KDV ile KDV ödenmeyen
alımlar nedeniyle satıcılar veya gümrük idaresi tarafından hesaplanan KDV
arasındaki farkın iadesi talep edilecektir.
Bu hesaplama sonucu
“İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV” satırında
yer almasına rağmen iadesi talep edilemeyen KDV tutarı ise, iade talep
dilekçesinin verildiği dönem beyannamesinin “İndirimler” kulakçığının
“İndirimler” tablosunun “107'nci Kanunun (11/1-c) ve Geçici 17'nci maddelerinden
doğan iadelerin indirim yoluyla telafisi nedeniyle indirilecek KDV” satırı
aracılığıyla tekrar indirim hesaplarına alınacaktır.
3. İhraç kaydıyla
teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV’nin bir
kısmının “Tecil Edilecek KDV” bir kısmının “İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade
Edilecek Tecil Edilmeyen KDV” satırında yer alması halinde,
•“Tecil edilecek
KDV” satırında yer alan tutar ihracat gerçekleştiğinde terkin
edilecektir.
•“İhracatın gerçekleştiği dönemde iade edilecek tecil edilmeyen
KDV” satırında yer alan tutarla ilgili olarak aşağıdaki şekilde hareket
edilecektir.
•İhraç kaydıyla teslim nedeniyle hesaplanan KDV (A), KDV
ödenmeyen alımlar nedeniyle satıcılar veya gümrük idaresi tarafından hesaplanan
KDV (B) farkı bulunacaktır.
•(A-B) farkı, ihraç kaydıyla teslimin beyan
edildiği dönem KDV beyannamesindeki “ihracatın gerçekleştiği dönemde iade
edilecek tecil edilmeyen KDV” satırında yer alan tutardan büyükse, ihracatın
gerçekleştiği dönemde iade edilecek tecil edilmeyen KDV satırındaki tutar,
küçükse (A-B) farkının iadesi talep edilebilecektir.
•Bu şekilde yapılan
hesaplama sonucu “ihracatın gerçekleştiği dönemde iade edilecek tecil edilmeyen
KDV” satırında yer almasına rağmen iadesi talep edilemeyen kdv tutarı ise, iade
talep dilekçesinin verildiği dönem beyannamesinin “indirimler” kulakçığının
“indirimler” tablosunun “107. Kanunun (11/1-c) ve geçici 17'nci maddelerinden
doğan iadelerin indirim yoluyla telafisi nedeniyle indirilecek KDV” satırı
aracılığıyla tekrar indirim hesaplarına alınacaktır.”
Özelge hakkındaki
değerlendirmelerimiz
Yukarıya alınan özelgede özet olarak; DİİB
kapsamındaki ihraç kayıtlı teslimden doğan iadelerde, iadesine izin verilmeyen
kısmın, iade talep dilekçesinin verilerek iadenin talep edildiği dönemdeki KDV
beyannamesinde tekrar “İndirilecek KDV” ye dahil edileceği belirtilmektedir.
Maliye Bakanlığı'nın, bütün ihraç kayıtlı teslimlerde öteden beri
uygulanmakta olan sistemi DİİB kapsamında ihraç kaydıyla teslimler için
değiştirerek, satıcının fatura üzerinde gösterdiği ve Beyannamesinde de
“hesaplanan KDV” olarak beyan ettiği halde “alıcıdan tahsil etmemiş olduğu KDV
tutarı”nın iadeye esas alınması yerine “yüklenilen vergi” esas alınarak iade
tutarının belirlenmesi yoluna gitmesi, bu kapsamdaki mükellefler ile vergi
daireleri arasında ihtilaflar yaşanmasına yol açmıştır.
Gerek ötedenberi
uygulanmakta olan sistemin çok uzun olan bir tebliğle getirdiği değişikliklerin
ne olduğunun kolay anlaşılamaması, gerek bu kapsamdaki mükelleflerin internet
ortamında vermiş oldukları beyannamelerde gerekli düzenlemelerin yeterince
yapılmamış olması gerekse anılan tebliğde mükellefe iade edilmeyecek KDV
tutarının ne yapılacağının belirtilmemiş olması bu ihtilafların yaşanmasına ve
mükelleflerin 2014 Mayıs ayından bu yana yapılmış işlemlerinde, mahsubu
yapıldığı halde haksız iade almakla suçlanmalarına ve cezalı işleme muhatap
olmalarına yol açmıştır.
Öte yandan, DİİB kapsamında ihraç kayıtlı
teslim yapanlarda iadenin yüklenilen KDV tutarı ile sınırlanması, buna karşın
diğer ihraç kayıtlı teslim yapanlarda iadenin sınırlanmayıp hesaplanan KDV
tutarının iadesine devam edilmesi mükellefler arasında eşitsizlik
yaratmaktadır.
Keza, Tebliğle bu hususta ayrıntılı düzenleme yapmadan
Özelgelerle uygulamaya yön vermek ve bu Özelgelerdeki görüşü tüm mükelleflere
uygulamaya kalkarak, bugüne kadar verilmiş beyannamelerde yer alan iadeler için
düzeltme ve mahsubu yapılan iadeler nedeniyle cezalı işlem (gecikme zamları
dahil) yapmak suretiyle geriye yönelik olarak ihtilaflara yol açmak doğru bir
uygulama değildir.
Bu özelgede verilen görüş doğrultusunda uygulamaya yön
verilmek isteniyorsa, bu kapsamdaki mükelleflerin iade alamayacakları KDV
tutarlarını ihraç kayıtlı teslimlere ilişkin ihracatlar gerçekleşinceye ve iade
talep dilekçesi verilinceye kadar beklemek ve sonrasında iade alınamayan kdv
tutarını tekrar İndirilecek KDV tutarı içine dahil etmek yerine, daha
başlangıçta (ihraç kaydıyla teslimin yapıldığı dönem beyannamesinde), iade
edilebilecek KDV tutarının mükellef tarafından yüklenime göre belirlenerek
beyannameye elle girilmesini sağlayarak ya da iade edilmeyecek bu KDV tutarını
tekrar “Sonraki Döneme Devreden KDV” tutarına eklemeyi sağlayarak uygulamaya yön
verilmelidir. Bu şekilde hareket edildiği takdirde mükelleflerle ihtilaf ortadan
kaldırılabileceği gibi, sonraki dönemlerde indirim yapılabilecek KDV
tutarlarının indirim konusu yapılmasında mükelleflerin zaman ve hak kaybına
uğramamaları da temin edilmiş olur. Öte yandan, şayet bu şekilde uygulamaya
devam edilecekse, mutlaka Tebliğle düzenleme yapılmalı ve bu düzenlemelerin
uygulamaya başlangıç tarihi olarak 1 Mayıs 2014 tarihi değil, yeni düzenlemenin
Yapılacağı Tebliğ tarihi esas alınmalıdır. Dolayısıyla, geriye yönelik cezalı
işlemler (gecikme zamları dahil) nedeniyle oluşabilecek ihtilaflar da
önlenmelidir.

0 yorum:
Yorum Yazın
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?