.png)
Hafız sözlükte; “ Koruyan,
saklayan, muhafaza eden“ demektir. Dini literatürde ise “Kuran-ı Kerim’i
bütünüyle ezbere bilen ve okuyabilen kimse” anlamlarına gelir.Hafızlık
ülkemizde genelde ilk ve orta öğretim okullarından mezun olduktan sonra bir
hafızlık okuluna kayıt olup 1 sene yüzüne 2 sene hafızlık süresi olmak üzere
toplam 3 sene kuran eğitimi almaya verilen isimdir. Peygamber efendimizin
“Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” (Buhari,
Fezailü’l Kur’an,21) hadisi şeriflerinden dolayı toplumumuzun çok hassasiyet
gösterdiği bir eğitimdir.
Hafız olabilmek gerçekten zorlu bir çalışma, istikrar ve sebat isteyen
bir eğitimdir ki bu yüzden de Allah’ın katında ve kulların gözünde, gönlünde
çok değerlidir.Çünkü hafız adayı 3 sene gece-gündüz Allah kelamıyla hemhal olup
akranlarının dışarıdaki hayatlarından tamamen farklı ve zorlu bir psikoloji
içerisinde bu eğitimi tamamlıyor . Hafız adayımız hafızlık gibi zorlu bir
süreci alnının akıyla geçirip tamamlıyor ve hafızlık eğitiminden daha zorlu bir
durum ile karşıkarşıya geliyor ki buda hiç şüphesiz kuran-ı kerimi, ezberlediği
ayetleri hakkıyla yaşamak... Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde "Kim
Kur’an’ı okur ve onunla amel ederse, kıyamet günü anne ve babasına bir taç
giydirilir. Bu tacın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu
takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir, öyleyse, Kur’an’la bizzat amel
edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?"(Ebu Davud
Vitir,14-Ruhul Furkan, 1/37, Kütübü Sitte Hadis No: 423) buyurarak bu zorlu
erdemleri başarmanın sonucunda nail olacağımız nimetleri bizlere bildirmiştir.
Ayrıca Allah teala
“Kendilerine Tevrat yüklenip de (Tevrat'ın farzları okunup da), sonra
O'nu taşımayanların (onunla amel etmeyenlerin) hali, ciltlerle kitap taşıyan
merkebin hali gibidir. Allah'ın âyetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötü. Ve
Allah, zalimler kavmini hidayete erdirmez.” (Cuma Suresi 5) ayetiyle tevrat’ı örnek göstererek Kuran-ı Kerim’i
(bildiklerini) yaşamayanları “Kitap yüklü merkeplere” benzetmesi olayın
ciddiyetini gözler önüne sermektedir.
Peki, hafızlık ve yaşamak dedik şimdi ise bu ikisinden daha zorlu bir
erdemi açıklayalım... “HAFIZ OLARAK ÖLEBİLMEK” bilindiği üzere 600 sayfayı
ezberlemek kolay olmadığı gibi bu 600 sayfayı korumak, akılda, gönülde tutmak
da hiç kolay değildir... Yani buda demek oluyorki hafız adayı eğitimini
tamamladıktan sonra diğer ilimler gibi Kuran-ı Kerim’i kaldırıp bir köşeye
koymayacak (Duvara asmayacak) ömrünün sonuna kadar o Kuran-ı Kerim’i kalbinde,
hayatında ve aklında tutacaktır. Peygamber efendimiz bir hadisinde
"Kur`an-ı Kerim`i ezberlemiş olan kimse, bağlı devesi olan kimse gibidir,
bu adam devesine itina gösterirse onu elinde tutar, salıverirse deve çeker
gider." (Kütübü Sitte Hadis No: 904) buyurarak Kuran-ı Kerimleri duvarlara
asmamızın kaldırıp bir kenara koymamızın sermayemizden neler götüreceğini ve
tüm uğraşlarımızın, nimetlerin bizi nasıl terk edip kaçacağını açıkça
belirtmiştir. İşte o yüzden “ ZOR OLAN HAFIZ OLMAK DEĞİL HAFIZ OLARAK
ÖLEBİLMEKTİR” diyoruz...
Rabbim tüm hafız-hafize kardeşlerimize Kuran-ı Kerim’i en güzel şekilde
ezberlemeyi-ezberletmeyi, onu hakkıyla anlamayı-anlatmayı, yaşamayı-yaşatmayı
ve bu güzel hafızlık nimetini ömürlerinin sonuna kadar muhafaza edip “HAFIZ
OLARAK ÖLEBİLMEYİ”
nasib etsin inşallah...
Selam ve Dua ile...
Muhammed Safa ULUSOY
muhammedsafaulusoy[at]hotmail.com
0 yorum:
Yorum Yazın
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?