
‘’Razı etmek’’ kişinin muhatabını memnun etmesi onu
sevindirmesi ve onu mutlu etmesidir. Yerde ve gökte razı etmeye en muhtaç
olduğumuz ve kuşkusuz buna en layık olan yüce rabbimiz Allah-u Teala’dır.
Yaptığımız her işte Allah rızasını gözetmemiz ve bu yolda gayretle çaba sarf
etmemiz gerekmektedir. Bilgi ise biz istesek de istemesek de hayatımızın sonuna
kadar tıpkı karda yuvarlanan bir taş gibi ölüme kadar bizimle beraber büyüyüp
bizimle beraber kabrimize gömülecektir. Bu bilgi Allah rızası için tahsil edilmişse, o devasa kar yığını, cennet
bahçelerinden bir bahçe olan kabrimizin (inşallah) bir köşesinde bize terazide yardım
etmek için bekleyecektir. Allah rızası için değil de insanların, paranın,
makamın ve mevkiinin rızası içinse cehennem çukurlarından bir çukur olan (Allah
korusun) kabrimize düşecek ve daha ilk dakikadan ömrümüzü verdiğimiz, uğruna
dirsek çürüttüğümüz o bilgiler alevler arasında eriyip gidecek hatta kendine
faydası olmadığı gibi bize de hiçbir faydası olamayacak, daha çok zararı
olacaktır.Bu hususta Peygamber efendimiz (s.a.v) ‘’Yüce Allah’ın rızası için
tahsil edilmesi gereken bir ilmi, dünya malı elde etmek için öğrenen kişi,
kıyamet gününde cennetin kokusunu bile duyamaz’’(İbn-i Mace, H.No:252) buyurarak
olayın ciddiyetini ifade etmiştir. İnsanoğlunun nice zahmetlerle elde ettiği bu
bilgiler gözünü kör eden dünya hırsıyla
birlikte kül olup gidecek ve geriye sadece o karda yuvarlanan taş
kalacaktır. Dua edelim de bu taş bizim yanımızda getirdiğimiz "Yakıtı insanlar ve
taşlar olan cehennem ateşinden sakınınız." (Bakara 2/24) ayetindeki gibi
kendi ellerimizle getirdiğimiz yakıtlar olmasın. Peygamber efendimiz başka bir
hadisi şeriflerinde ‘’Kim yüce Allah’tan başka bir şey için (dini) ilim talep
ederse veya o ilimle Allah rızasından başka bir maksat edinirse cehennemden
olan yerine hazırlansın!’’(İbn-i Mace, H.No:258) buyurarak bu konuda bizi
şiddetle uyarmıştır. Rabbimiz bizi ilmiyle kahrolanlardan eylemesin.
İlim
tahsil etmeden önce Rabbimizin rızasını gözetmeliyiz, daha sonra her şeyin bir
zekatı olduğu gibi ilmin de zekatını, öğreterek ve paylaşarak vermeliyiz.
Peygamber efendimiz (s.a.v) ‘’Bildiği hâlde cevap vermeyen
âlimin, kıyamette ağzına ateşten gem vurulur.’’(Tirmizi) , ‘’İlmini gizleyene, denizdeki
balıktan, gökteki kuşa kadar her şey lanet eder.’’(Darimi) buyurarak ilmi gizlemenin fenalığını gayet
açık bir şekilde bildirmiştir.
Öncelikle yaptığımız ve yapacağımız her işte,
öğrendiğimiz ve öğreneceğimiz her bilgide önce Allahın rızasını gözetmeli ve kalbimizden
dünya hırsını söküp atmalıyız. Allah’tan bizi cennetine ulaştıracağı bilgileri
istemeliyiz.
Yüce Allah hepimizi O’nun rızasını gözeten ve O’nun
için öğrenip O’nun için öğreten kullarından eylesin. ‘’Sen O’ndan razı, O da
senden razı olarak Rabbine dön’’ (Fecr 28) ayetiyle bizleri de şereflendirerek
kendisine döndürsün…
Selam ve dua ile…
Muhammed Safa ULUSOY
Muhammedsafaulusoy[at]hotmail.com
Muhammedsafaulusoy[at]hotmail.com
0 yorum:
Yorum Yazın
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?